Milletvekili Sezgin, Aydın’ın Sorunlarını Meclis’e Taşıdı
İyi Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, Aydın’ın sorunlarını meclis’e taşıdı
İyi Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, TBMM Genel Kurulunda Aydın’ın sorunları hakkında günden dışı konuşma yaptı.
"Milli Park ve çevresinin ekosistemine zarar vereceksiniz"
Memleketim Aydın’ın ve ülkemizin nadide doğal varlıklarından olan Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası Milli Parkı deniz alanına, kültür balıkçılığı ve karides çiftlikleri yapılması gündemdedir.
Bölge halkının tepkisi aylardır göz ardı edilmekte, uzmanların objektif kıstaslara dayalı itirazları da dikkate alınmamaktadır.
Bu bölge, Ülkemizin ve dünyanın en önemli sulak alanları arasındadır ve uluslararası sözleşmeler kapsamında korunmaktadır.
Hassas bir ekosistem özelliği taşıyan bu alanda, balık ve karides çiftliklerine izin verilirse, çok kısa sürede ekolojik yapı bozulacak ve geri dönülmesi mümkün olmayan bir tahribat meydana gelecektir.
Bu çiftliklere ek olarak kıyıda yapılacak sanayi ve lojistik tesisleri de bölge ekosistemine büyük zarar verecektir.
"İnşaat hakkını 5 kat arttırdığınız Didim’e darbe vurdunuz"
Didim’de ayrıca geçtiğimiz aylarda Manastır koyu olarak bilenen bölge için alınan bir kararla, emsal değeri 0,10 olan inşaat hakkı 5 kat artırılmıştır.
Kararla, kıyı bölgesi kentin iç kesimlerinden koparılmakta ve kentin doğal turistik dokusuna yeni bir darbe daha vurulmaktadır.
Aydın ve Didim’de bulunan STK’ların ve akademik kurumların görüşleri alınmamıştır.
Bu kararın kamu yararına aykırı olduğu çok açıktır.
Kararın hangi saiklerle alındığını Hazine ve Maliye Bakanı’na birkaç kez soru önergesiyle sordum, cevap alamadım.
“Kızılcaköylü kahraman kadınlarımızı destekleyeceğiz”
Öte yandan, denetimsiz JES’lerin neden olduğu tahribat artarak devam etmektedir.
Bu tahribat, ilgili Bakanlığın hazırlattığı rapor dahil çok sayıda bilimsel rapor tarafından ortaya konulmuştur.
Aydın’daki tahribatlara direnenler ise cezalandırılmaktadır.
2018 yılının Aralık ayında, Aydın’ın toprağını, havasını ve suyunu korumak için demokratik hakkını kullanan Kızılcaköylü kadınlara haksız olarak şiddet uygulanmasına, biber gazı sıkılmasına rağmen sorumlular hakkında dava açılmazken, haklarını korumaya çalışan hemşehrilerim mahkemelerde süründürülmektedir.
12 Temmuz’da görülecek davada, tüm Aydınlılar olarak Kızılcaköylü kahraman kadınlarımızı destekleyeceğiz.
"Aydın-Denizli Otoyolu projesi de mevcut haliyle Aydın’a vurulan diğer bir darbedir"
Haftalardır dile getirdiğimiz gibi, ihale şartnamesinde bulunmayan değişikliklerle tarım arazileri ve yerleşim yerleri tahrip edilmektedir.
İhaleden sonra otoyol güzergahı, halkın ve ekosistemin aleyhine, yüklenici firmanın lehine olacak şekilde revize edilmiştir.
Menderes’in suladığı verimli arazilerin bir kısmı otoyol projesiyle işgal edilecektir.
Menderes Nehri zaten kuraklık ve kirlilik tehlikeleri ile boğuşmaktadır.
Denetim eksikliği nedeniyle kirlilik seviyesi giderek artmakta, kitlesel balık ölümleri başta olmak üzere pek çok sorun yaşanmaktadır.
Kuraklık ve kirlilik nedeniyle Aydın’da içme suyu ve tarımsal sulama açısından da önemli riskler ortaya çıkmaktadır.
Sulamanın çağdaş standartlara intibak ettirilmesi için gerekli gayret, vakitlice gösterilmemiştir.
Ayrıca otoyol projesi kapsamında Buharkent ve Kuyucak başta olmak üzere çeşitli bölgelerde yapılacak olan bağlantı yolları nedeniyle tarım arazileri, evler ve ahırlar yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Son değişikliklerle, otoyolun yaşam alanları ve verimli tarım arazileri üzerinden geçecek, bölge halkı mağdur edilecektir.
Yüksek verimli tarım arazilerine el konularak Aydın zarara uğratılmakta, üstelik kamulaştırma maliyetleri de devletin yani yine vatandaşların omuzlarına yüklenmektedir.
Buharkent’te yeni bir organize sanayi bölgesi inşaatına başlanmış olması, bu değişiklikleri meşru kılmaya yönelik aldatıcı bir bahanedir.
Hiçbir inandırıcılığı yoktur.
"Aydın’ı cezalandırmaktan vazgeçin artık"
İktidarı, Aydın’a zarar verecek projelerin peşinde koşarak Aydınlıları cezalandırmaktan vazgeçmeye ve yıllardır taahhüt edilen ama gerçekleştirilmeyen, sahici fayda getirecek kamu yatırımı sözlerini tutmaya davet ediyorum.
Milliyetçiliğin temel şartı, sahip olduğun vatanın toprağını, havasını, suyunu ve insanını sağlıklı koşullarda yaşatmaktır.
"Srebrenitsa Soykırımında katledilen kardeşlerimizi saygıyla anıyorum"
Konuşmamı bitirirken, bir önceki hatibe Srebrenitsa ile ilgili ifadeleri için teşekkür ediyorum.
90’lı yıllarda Türkiye bu olayın Soykırım olarak kabul edilmesi için öncü rol oynamıştır.
Srebrenitsa Soykırımı sadece yıldönümlerinde değil her an zihnimizde bulunması gereken büyük bir faciadır.
Bosna Savaşı'nda katledilen tüm Boşnak Müslüman kardeşlerimizi rahmet ve saygıyla anıyorum.
