vip bayan

Van Evden Eve Nakliye Bahçesaray Evden Eve Nakliye Başkale Evden Eve Nakliye Çandıran Evden Eve Nakliye Çatak Evden Eve Nakliye Erciş Evden Eve Nakliye Gevas Evden Eve Nakliye Gülpınar Evden Eve Nakliye Muradiye Evden Eve Nakliye

bodrum escortlar istanbul escortlar

Eskişehir escort

SEZGİN: KAŞIKÇI DAVASI FAİLE DEVREDİLMİŞTİR

Siyaset Yayın: 13 Mayıs 2022 - Cuma - Güncelleme: 13.05.2022 21:52:50
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
Google News

Sezgin: “Kaşıkçı davası faile devredilmiştir”

 

Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'na 2 Ekim 2018'de girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve daha sonra öldürüldüğü ortaya çıkan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın katledilmesine ilişkin 26 sanıklı davada yargılamanın Suudi Arabistan adli makamlarına devredilmesi üzerine İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin genel kurulda yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

 

 

“Dava faile devredilmiştir”

 

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; merhum Cemal Kaşıkçı cinayetine, canavarlığına ilişkin dosyanın Suudi Arabistan'a devredilmesi vatandaşımızı utandıran, itibarımızı aşındıran bir adımdır. Suudi Arabistan'la olan ilişkilerimizde eşi görülmemiş bir takla ve takiye gerçekleştirilmiştir. Bu manevranın ekonomik beklentiler nedeniyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Kendi yarattığı ekonomik krizle baş edemeyen iktidar, döviz bulma adına soluğu yöneticilerini katil olarak tanımladığı bir ülkede almıştır. Delilleri ortaya koyarak cinayetin sorumlusunun Suudi Arabistan yönetimi olduğunu bütün dünyaya şamatayla duyuran iktidar, davayı faile devretmiştir. Sayın Cumhurbaşkanının o dönemdeki ifadelerinin hatırası hâlâ tazedir. Tüm bu isnatlara rağmen devletin en önemli egemenlik, hak ve işlevlerinden birisi olan yargı altüst edilip, hukuk çiğnenip dava dosyası adaletin hiçbir şekilde işletilmediği Suudi Arabistan'a yollanmıştır. Uluslararası gözlemcilerin nezdinde "Türkiye'yi daha cesur sanıyorduk." kanaati yaratılmıştır. İktidar bunun hesabını ve izahını vermek zorundadır. Bu nedenle, bir araştırma komisyonu kurularak, alınan karar incelenmeli, neden ve dinamikleri belirlenmelidir.

 

“Türkiye’nin itibarının sarsılmasına itiraz ediyoruz”

 

Biz, bölgemizdeki ülkelerle yok pahasına bozduğumuz ilişkilerin onarılmasına karşı değiliz ama hukuku iç ve dış politikaya alet etme ve nihayetinde Türkiye'nin itibarını sarsarak bu millete ağır maliyet yükleme alışkanlığına itiraz ediyoruz. Aslında, bu durum yapısal bir bozukluktur. Bu, esasen, Venedik Komisyonunun da daha 2017 Anayasa değişikliği yapılırken işaret ettiği gibi, diktatörlüğe dönüşmüş garabet başkanlık sistemiyle bağlantılıdır. Bunun sonucunda Rahip Brunson rezaletini yaşadık, bizim için haysiyet kırıcı bir şekilde ülkesine yolladık. Keza, Deniz Yücel olayını gördük.

 

“Cumhuriyete ihanet ederek yaşıyoruz”

 

17'nci asırda Fransa'da hüküm sürmüş olan 14'üncü Louis'nin tabiriyle "Devlet benim, ben devletim." zihniyetini, biz, bugün cumhuriyete ihanet ederek yaşıyoruz. 15'inci Louis de "İktidar ve yasama gücü kayıtsız şartsız yalnız bendedir. Toplum düzeni de tamamen benden doğar. Ulusun hak ve menfaatleri yalnız benim elimdedir." diyordu. Ve bu zihniyete karşı verilen mücadele sayesinde, bugün, her çağdaş devletin benimsemiş olduğu kuvvetler ayrılığı ilkesi geliştirilmiştir. Bütün yetkilerin tek adamda toplanmasının devleti çökerteceği geniş kabul görmüş bir gerçektir.

 

“Avrupa konseyi ve değerleri uluslar arası kimliğimizin neresindeyiz?”

 

Değerli arkadaşlar, maalesef, Türkiye'de artık hiçbir şekilde hukuktan ve adaletten söz edemiyoruz çünkü bağımsız mahkemeleri aşan bir güç yaratıldı. İktidar, Türkiye'nin kurucu üyesi olduğu, en önemli metninin yazılmasına geniş katkı sağladığı Avrupa Konseyi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini de yok sayıyor. İktidar "NATO, Türkiye'nin uluslararası kimliğinin parçasıdır." ifadesini kullanmaktadır. Buna karşı çıkmıyoruz. Peki, Avrupa hukuk düzeninin temel sütunu olan Avrupa Konseyi ve değerleri uluslararası kimliğimizin neresindedir? Uzun süredir bu sorumuza cevap bekliyoruz. Maalesef 2022'de hâlâ ülkemizde yargı bağımsızlığı tartışması yapılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle, kendinize ait zihniyetle Türkiye'yi getirdiğiniz nokta budur.

 

“Söylem ile eylem arasında uçurumlar var”

 

Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı bir konuşmada hâkim ve savcılara seslenerek "Hiçbirinizi hukuk dışı yaklaşımla karşımda istemem." ifadelerini kullanmıştı. Her alanda söylem ile eylem arasındaki uçurum gün geçtikçe genişliyor. İktidar, hakikat ve gerçeklikten koptuğunun farkında değil. Güçlendirilmiş parlamenter sistem sayesinde hukukun üstünlüğü yeniden tesis edilecek, evrensel ilkeleri rehber alan bir adalet anlayışı tesis edilecektir.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
petshop