GÖKÇE: DAHA KAÇ KADININ ÖLMESİ GEREKİYOR?
2 gün önce eşinin yastıkla boğup öldürdüğü belirlenen, 24 yaşında hayata gözlerini yuman Edanur Arslan’ın ölümünün arkasından CHP Nazilli Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Sevil Gökçe büyük bir üzüntü ve dinmeyecek bir acı içinde açıklama yaptı
Gökçe: “Daha kaç kadının ölmesi gerekiyor?”
Kadınlar, kadınlara karşı yapılan hoyratlıklar bitmediği sürece, geçmişte öldürüldükleri gibi, ağladıkları gibi, bugün de şiddetin her türlüsünü yaşadıkları gibi, görünen o ki yarında, yarından sonra da, hemen her devirde ağlayacaklar.
Biz kadınlar için ne zor bir hayat! Her devirde katledilmek, gözyaşı dökmek, hem de sessiz sessiz, için için ağlamak, kan kusup, kızılcık şerbeti içtim demek.
Kadınların, o gecenin karanlığı gibi kapkara sürme çektikleri mavi, yeşil, ela, kömür gibi kara gözlerinden dökülen gözyaşlarının hikayeleri ambarlara doldursan sığmaz. Ambarların almadığı gözyaşlarının sahipleri kadınlarımız, analarımız, “yeter” diye isyan bayrağını bugüne kadar çekememişler hala daha da çekemiyorlar, çekemiyoruz. Nasıl olsun da isyan bayrağını çeksinler, nasıl toplumun mayası kadınlık değerlerinden sıyrılsınlar?
Sıyrılamazlar, çünkü asırlardır bütün kadın hareketleri sahte gösterişten ibaret oldu. Sahte olmasaydı şimdiye kadar kadına şiddet biterdi, kadınlar öldürülmezdi, her devirde bunca gözyaşı dökmezlerdi. Kadınların hiçbir sorununu hiç kimseler derinden, derinden almıyorlar, üstündeki köpüğünü alıyorlar hafiften, yarım saat sonra bir bakıyorsun köpük erimiş, kadınların bütün sorunları olduğu gibi yerinde duruyor.
Aynen, 2 gün önce eşinin yastıkla boğup öldürdüğü belirlenen, 24 yaşında hayata gözlerini yuman, iki çocuk annesi gencecik Edanur Arslan’ın ölümünün arkasından kadınların çaresizce, için, için ağladığı, kahrolduğu gibi.
Göreve geldiği günden beri kadınların sesi olmak için büyük bir mücadele veren, CHP Nazilli Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Sevil Gökçe büyük bir üzüntü ve dinmeyecek bir acı içinde yaptığı açıklamada, "Daha kaç kadının ölmesi gerekiyor?" diye haykırarak şu ifadeleri kullandı.
"Ne istiyorsunuz kadınlardan?"
Yine kadın cinayeti, yine gözyaşı. Yine gencecik bir kadımızı şiddete kurban verdik. Biz kadınların gözyaşları dinmeyecek mi? Ne istiyorsunuz kadınlardan?Hepimiz biliyor ve görüyoruz ki ülkemizde kadına yönelik şiddet, ayrımcılık ve hak ihlalleri artarak devam ediyor. Kadınlar şiddete, istismara, yoksulluğa, güvencesizliğe sıkıştırılmış hayatlar yaşıyor. Kazanılmış haklarımıza dahi göz diken, kadınları “fıtrat ve kader” arasına sıkıştıran bir zihniyetle mücadele ediyoruz.
"Her zaman kadınlar bedel ödedi"
Kadınların kıyafetinden kaç çocuk doğuracağına, nafaka hakkından İstanbul Sözleşmesi’ne kadar uzanan ellere, gereken cevabı her geçen gün büyüttüğümüz örgütlü mücadelemiz ile YaşamHAK Projemizi hayata geçirerek veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Bizler; Halide Edipler’den, Bahriye Üçoklar’dan, Türkan Saylanlar’dan aldığımız ilhamla, kadınların şiddet, demokrasi, eşitlik ve insan hakkı mücadelesini uluslararası dayanışma içinde sürdüreceğiz.
"Haklarımız için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz"
Tacize, tecavüze, erkek şiddetine karşı biz kadınlar birlikte güçlüyüz. Bu hayatta boşuna nefes alan, cani ruhlu erkekler, tacizleriniz, şiddetleriniz kapalı kapılar ardında kalır mı sanıyorsunuz? Bundan sonra sizin uykularınız kaçsın. Sokakları, meydanları, kampüsleri, fabrikaları, tarlaları asla terk etmeyeceğiz. Siyaset yapmaktan da emeğimizin hakkını savunmaktan da vazgeçmeyeceğiz. Yaşamın her köşesini sevgiyle, barışla, kardeşlikle, güvenli bir gelecekle donatacağız. Cesaret biziz. Azim biziz. Emek biziz. Biz kadınlarız. Biz her iki kişiden biriyiz.